Canınızın Sürekli Şeker İstemesinin Olası 3 Sebebi

Canınızın Sürekli Şeker İstemesinin Olası 3 Sebebi

İnsanlığın geçmiş zamanlardan beri sınandığı en zorlu konulardan biri olmuştur şekeri kesmek. Fazla tüketilen beyaz şekerin zaman içerisinde kan şekeri dengesizliğinden depresyona, kilo ve iştah problemlerine, cilt problemlerine ve daha birçok hastalığa zemin hazırladığını artık hepimiz biliyoruz.
Buna rağmen etrafımıza, kendimize baktığımızda canımızın bazen durduk yere şeker istediğini, buna ihtiyaç duyduğumuzu fark edebiliriz. Peki ya canımız sürekli şekerli şeyler istiyorsa? İştahımızı yönetmekte çok zorlanıyor ve tatlısız gün geçiremiyorsak sebebi ne olabilir? Bigjoy Diyetisyeni Damla Beyazgül sürekli şeker isteğinizin altında yatabilecek 3  kök nedenini açıklıyor.

1. Sebep

İlk kontrol edilmesi gereken şey kan değerlerinizdir. İnsülin, HbA1C, glikoz gibi kan şekeri ile ilgili değerlerinizin uzmanlar tarafından yorumlanması eğer bir problem varsa doğru yöntemlerle müdahale edilmesi gerekir. Çünkü kan parametrelerinizde yaşadığınız dengesizlikler size karbonhidrat özellikle şeker isteği olarak döner.
Yemek yediğimizde kan şekerimiz yükselir ve insülin şekeri daha makul sınırlara çekebilmek için hemen işe koyulur. Fakat insülin doğru iş göremez şekerinizi fazla düşürürse vücut aynı ihtiyacı yerine koyabilmek için tekrar şeker yemek ister. Birçok insanda olduğu gibi bu ilişki bir kısır döngüye dönmeden kan değerlerinizi kontrol altına almalısınız.

2.Sebep

İkinci olarak önerim uyku saatlerinizi düzenlemeniz ve 23.00-18.00 aralığında karanlık, sessiz, havalandırılmış ferah bir odada uyumanız yönündedir.  Yapılan araştırmalarda uyku problemi olan bireylerin şekerli yiyeceklere yönelme hissiyatlarında artış gözlemlemiştir. Yeterince uyuyamadığınızda bir yandan yorgunluğunuzla mücadele etmek isterken diğer yandan enerjinizi şekerden alarak bu döngüye yenik düşmüş olursunuz. Eğer şekeri kesmek istiyorsak uyku kalitenizin iyi olması şarttır.

Düzenlemeniz şart olan diğer bir etkenimiz de strestir. Çoğu hastalığın kökenine baktığımızda stresten türediğini görebiliriz. Stresin hastalık yapma yoluculuğundaki en büyük silahı şeker yeme isteği uyandırabilmesidir. Stresli zamanlarınızda vücudunuz kortizol hormonu salgılar, karaciğerden glikoz salınır ve kan şekeriniz yükselir. Yaptığı en büyük etki hormonlarınızı etkileyerek kan şekeri dalgalanmalarına sebep olmaktır. Bu dalgalanmalar maalesef sizi şekerli gıdaları tüketmeye eğilimli bir hale getirir.

3.Sebep

Stres, uyku ve kan değerlerimize baktık. Şimdi merceğimizi vücudunuzun bütün sistemleri ile etkileşim halinde olan bir nevi yeni organ olarak adlandırılan mikrobiyotamıza çevirelim. Mikrobiyota bizimle beraber vücudumuzda yaşayan bakteri, mantar, virüs gibi minik canlıları temsil eder. Bu canlılardan özellikle bakteriler bağırsağımızdaki bir denge halinde mutlu mutlu yaşar. Fakat bizler bu dengeyi gereksiz ilaç kullanımları, stres veya yanlış beslenme modelleri gibi sebeplerle bozabiliyoruz. Bunu bir örnekle açıklayacak olursak hamur işi, bisküvi, beyaz şeker ve türevleri gibi basit karbonhidratları yeme alışkanlığı yüksek olan bireyler zaman içerisinde bağırsaklarında bu gıdalarla beslenip büyüyen zararlı bir bakteri grubunu güçlendirir. Güçlenen bu grup ise bir noktadan sonra kontrolü eline alır ve artık karar size bağlı değildir. Artık bu bakteri grubu ne zaman isterse eliniz o şekere gidecektir. Bu bakterilerin doymak bilmediğini de belirtmek isterim. Bu sebeple hepimizin de bildiği üzere sağlıklı gıda tercihleri arasında baş role sahip sebzelerde, kompleks tahıllarda ve kuruyemişlerde bulunan liflerin tüketimi yararlı bakteri besleyecek bu döngüyü tam tersine çevirecektir.

Şeker tüketiminiz için bu 3 maddeyi gözden geçirmeli ve sorunun kökenine inmelisiniz. Kontrol edebildiğiniz stres, düzenli ve kaliteli bir uyku döngünüze sağlıklı bir mikrobiyotayı da eklediğinizde artık güç tamamen sizde olacaktır. Unutmayın ki güçlü bir siz kendi seçimlerinizle şekillenir.